Babaannem için...
22 Mart 2025
Sol elini sıktım, bilinçsiz, yatağında uzanırken. Sol elinin dört parmağı vardı. Gençken bir parmağı minibüsün kapısına sıkışmış. Parmağını öyle kaybetmiş. Bebeklerin uyurken bilinçsiz şekilde elinizi sıkması gibi, uyuklarken bilinçsiz şekilde elimi sıktı, bırakmak istemedim. Bir ara gözlerini açtı, melek olmadan önceki son gece. "Babaannem, dedemin orman yakma hikayesini anlatsana" dedim. Gülümsedi. Zaten hep gülerdi. Anlatmayı çok istiyordu. Anlatmayı çok severdi. Yeltendi, yapamadı. Tekrar uyuklamaya başladı. Son zamanlarında o kadar çok dua etti ki bize, ömrü boyunca yaptığı gibi... Dualarıyla bizleri ayakta tuttuğu gibi yine ayakta durabilelim diye belki de, son nefesine kadar dua etti.
Bu kadar mert bir kadın görmedim. Bu kadar sevgi dolu, cömert, sevecen, çalışkan, disiplinli bir insan hayatımda tanımadım. 90 yaşına yaklaştığında, unutmamamız gereken bir şey varsa eğer ona söylerdik, bize mutlaka dakikası şaşmadan hatırlatırdı. Her birimizin üstünde teker teker o kadar büyük hakkı var ki, ona nasıl layık olacağız, bilemiyorum.
Son anda onu, mezarına yerleştirirken hala olanların farkında değildim. Cenaze arabasını beklerken evladını kaybeden bir baba gördüğümde, o babanın acısını gördüğümde, gözlerim yaşardı. Meleğimi mezarına yerleştirirken gözlerim yaşarmadı. Farkında değildim çünkü. Doğduğumdan beri her gün gördüğüm birini artık göremeyecek miydim? Bu mantıklı mıydı? Ama artık farkına varıyorum. Dünyada 4 yıl geçmişken kim bilir orada ne kadar zaman geçti.
Meleğim, Rabbim seni rahmetiyle kucaklasın.
Yorumlar